Yakınımızdaki Tehlike

Yakınımızdaki Tehlike

Evet bizler de her canlı gibi öleceğiz belki bir süre bizi tanıyanların zihninde, anılarında bir imge, bir hayal olarak kalacağız ve sonra bizden öncekiler gibi biz de yavaşça kaybolacağız. Döngü böyle bir varız bir de yokuz. Sürekliliği olan popülasyondur, topluluktur, türlerdir ama her şeyde olduğu gibi türler de değişerek, dönüşerek varlıklarını sürdürürler; çevreye uyum sağlayamaz ise onlar da yok olurlar. İnsan toplumsal bir varlıktır ve bu özelliği var oluşunun temelidir. Kuşkusuz böyle olan başka canlılar da vardır.

Tek hücreliden çok hücreliye geçip gelişerek, türlere dönüşerek, evrim geçirerek bugüne geldik. İnsandan başka bütün hayvanlar ağırlıklı olarak edilgen bir biçimde doğaya uyumlanmaya çalışırlar, doğayı bir amaca dönük olarak değiştirmezler fakat insan doğayı bilinçli olarak etken bir biçimde değiştiren canlıdır. Kimi hayvanlar da basit biçimde alet kullanır ama yalnızca insan gelişmiş aletleri yapar, geleceği planlar, hayaller kurar, kurgular. Diğer hayvanların yaptığı av planları, yuva planları çok basit ve bize göre çok ilkeldir. Ve evrim devam ediyor eğer kendimizi ve doğayı yok etmezsek, yaşanılmaz duruma getirmezsek yola devam edeceğiz yani insanoğlunun yolculuğu sürecektir.

Aklımız ve bilincimizle diğer hayvanlardan biraz daha farklı konuma geldik. Aklımızı beynimizdeki nöron hücrelerinin sayıları değil birbirleriyle bağlantıları oluşturuyor. Yaklaşık 80-100 milyar nöron hücresi var ve her bir nöron hücresi onbin bağlantı kurabiliyor. Gelişmiş bir canlı ve toplumsal bir varlık olarak birbirimizi etkileyip geliştiriyoruz, içinde bulunduğumuz toplumun ortalamasıyız. Kendimizi biraz fazla abarttık ve doğanın basit bir parçası olduğumuzu unutup kendimizi doğanın efendisi sandık ve de hatalar yapmaya başladık; doğayı da, kendimizi de yok edecek hatalar.

Fosil yakıt tüketimi devam ederse, karbon salınımı durdurulmaz ve atmosferde fazla oranda bulunan ( milyonda üç yüz yerine milyonda dört yüz on yedi) CO2 gazı bir yöntemle toplanıp atmosferden geri alınmazsa önümüzdeki yıllarda dünyanın ısısı 3 derecenin üstünde artacaktır zaten şu anda 1,5-2 derece artmıştır. Ve bunların sonucunda buzullar eriyecek ki eriyorlar da, buzulların geri yansıttığı güneş ışınları geri yansıyamayıp dünyamızın üstünde kalacak, sıcaklıklar daha da kavurucu bir biçimde artacaktır. Sıcaklık artışları sonucu doğanın ekolojik dengeleri alt üst olacak; temiz sular azalacak nehirler, göller, yeraltı ve yer üstü tatlı su kaynakları kuruyacak buna bağlı olarak birçok canlı türü yok olacak, tarım yapılamayacak, gıda sıkıntısı aşırı bir şekilde kendini gösterecek milyonlarca insan da kuraklık ve açlıktan etkilenip dünya üzerinde kitlesel göç dalgaları oluşacaktır. Yakın gelecekte su savaşlarının olması büyük olasılıktır. Okyanus akıntıları değişecek, sürekli donmuş durumda olan topraklar (permofrost) çözülecek ve CO2 gazı, metan gazı salınımları artacak atmosfer geri döndürülemeyecek biçimde değişecektir. Bunlar uzak gelecekte değil önümüzdeki yıllarda olacaktır. Ve bunların tümünü biz kendi ellerimizle yapıyoruz, işte Marmara Denizi’nin durumu gözümüzün önünde. Biz yapıyoruz derken sizi bizi kast etmiyorum; yönetimleri, dünyaya egemen olan bir avuç insanı belirtiyorum. Dünyaya egemen olan, kârdan başka bir amacı olmayan emperyalist kapitalist sistemi söylüyorum. Kendi kârları için tüm dünyayı sömüren, dünyayı bütün canlılara yaşanmaz duruma dönüştüren bir avuç egemen ve onların işbirlikçilerini kast ediyorum.

Çocuklarımızın geleceği, tüm canlıların geleceği büyük risk altında. Ya bu sistemi tüm insanlığa hizmet edecek, tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösterecek biçimde değiştireceğiz ya da toptan yok olacağız. Aklın ve bilimin yol göstericiliğinde, sömürüsüz, sömürgesiz yeni bir dünya, yeni bir sistem kurmaktan başka kalıcı çözüm yoktur, bunu başarmak içinde cehaletle savaşmalıyız, karanlıkları aydınlatmalıyız. Çocuklarımızın geleceği için, tüm canlıların geleceği için.

Sevgilerimle Asım Beşikci

Yazar Hakkında

Asım Beşikci

1 Comment

  • Aran Avşarer on 2 Kasım 2021

    Şu anda yaşıyoruz bu olumsuzlukları

Leave a Reply to Aran Avşarer

Cancel reply