Dünyanın Ahvali – Ülkemizin Hali Melali

Dünyanın Ahvali – Ülkemizin Hali Melali

Değerli dostlar, dünya nereye gidiyor? Evet belki de hiç bir yere gitmiyor güneşin etrafında dönüp duruyor diyeceksiniz ama o bile öyle değil güneş sistemi de hareket halinde ve içinde bulunduğumuz gökadamız da hareket halindedir ama benim sorduğum bu değil; evimiz dünyada insanlığın nereye gittiği, dünyanın doğal dengelerinin ne durumda olduğudur.
Şu anda dünyada egemen olan ekonomik sistem küresel liberal kapitalist sistemdir. Bu sistemin, bu ekonomik sürecin dünyayı getirdiği ekonomik durumu bazı istatistik rakamlarıyla belirteyim:
Dünyada biriken toplam servet 399 179 milyar dolardır ve bunun bölgelere dağılımı da şöyledir:
Afrika 4 805 milyar dolar. %1,2
Asya Pasifik 70 397 milyar dolar. % 17,6
Çin 77 978 milyar dolar
%19,5
Hindistan 15 309 milyar dolar %3,8
Avrupa 94 289 milyar dolar
%23,6
Güney Amerika 12 418 milyar dolar %3,1
Kuzey Amerika 123 983 milyar dolar %31,1
Bu tabloda adaletli bir dağılım görüyor musunuz? Hele de insanın atası homo sapiens’in çıkıp dünyaya yayıldığı kıta “kara” Afrika emperyalistler tarafından en çok sömürülüp yoksullaştırılan ana kara.
Düşük gelirli ülkelerin ve yüksek gelirli ülkelerin kişi başı gelirinin 1970, 1990 ve 2019 yıllarındaki dağılımları da şöyledir;
1970 yılında düşük gelirli ülkelerinki 142$, yüksek gelirli ülkelerinki 2726$
1990 yılında düşük gelirli ülkelerinki 360$, yüksek gelirli ülkelerinki 18 440$ yani yoksul ülkelerinki 2,54 kat artmış, zengin ülkelerinki 6,76 kat artmış. 2019 yılında düşük gelirli ülkelerin kişi başı geliri 780$, 2019 yılında yüksek gelirli ülkelerin kişi başı geliri 44 540$ yani 1970 yılına göre yoksul ülkelerin kişi başı geliri 5,49 kat artarken, zengin ülkelerin kişi başı geliri 16,34 kat artmış. Görüldüğü gibi küresel liberal kapitalizmin dünyayı getirdiği nokta bu. Devam edersek yetişkin insan başına düşen gelir:
Afrika 7 372$
Asya Pasifik 57 739$
Çin 70 962$
Hindistan 17 279$
Avrupa 159 730$
Güney Amerika 28 180$
Kuzey Amerika 446 638$
Dünya ortalaması 77 309$
Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’nin 2019 yılı kişi başı geliri 9042$, meşhur TÜİK’e göre de 9127$ durumumuzu siz kıyaslayın.
Dünyada yüksek gelirli ülkelerin kişi başına sağlık giderleri 5284,1$, düşük gelirli ülkelerin kişi başına sağlık giderleri 44,8$ ve yüksek gelirli ülkelerde ortalama yaşam 80,7 yıl, düşük gelirli ülkelerde 63,4 yıldır.
Dünya nüfusunun 2 milyarı temiz suya erişimden yoksundur.(UNICEF) yani%25,6, yani dünya nüfusunun dörtte biri ve de dünyada 150 milyon çocuk işçi var (ILO), ayrıca dünyada 710 milyon insan aşırı yoksul ve açlık çekmektedir. Ve gene dünyada her gün 25 bin insan açlıktan ölüyor (BM), tabii ülkemizde AKP’li bir milletvekili karnınıza kuru ekmek giriyorsa aç değilsiniz diyebiliyor. Yeryüzünde yaşayan insanların 4 milyarının yani%51’inin sosyal güvencesi yok (ILO).
İşte uygarlığımız ve geldiğimiz nokta. Ayrıca şunu da belirtmek isterim; dünyadaki 500 borsa endeksinde maddi olmayan varlıklar%90’ı oluşturuyor. 1975 yılında maddi olmayan varlıkların borsa değeri 122 milyar dolar iken, bugün 21 trilyon dolardır. Maddi olmayan varlıklar şudur:
Bina, ekipman, arazi gibi herhangi fiziksel olmayan şeylerdir; ar-ge, fikri mülkiyet, marka, yazılım, kullanıcı verisi yani bilgisayar tabanlı şeyler gibi. Bilginin, bilimin, teknolojinin bir avuç azınlığın elinde, tekelinde olmasının sonuçları.
Dünyanın bugünkü ahvali böyle, ülkemizin durumu da Afrika’dan hallice.
Evet biliyorum bu konuları çok yazdım tekrar gibi oluyor ama gene de yazıyorum. Her şeye rant ve kâr amacıyla bakanların, her şeyin sahibi ve egemeni olmayı amaçlayanların dünyayı getirdiği nokta yalnız bununla kalmıyor; dünyanın da canlı bir varlık gibi olduğunu, bizim ve bizim dışımızdaki diğer canlıların da yaşadığı yer olduğunu, bu nedenle ekolojik dengelerin, sistemlerin korunması gerektiğini hiç önemsemeyip, ormanları, tarım alanlarını yok edip, havayı, suları kirletip ve her şeyi hoyratça tüketip toprağın altını üstünü tahrip edip, atmosferde, okyanuslarda dengeleri bozup kirletip dünyayı günden güne felakete sürüklemektedirler.
Ülkemize gelince; yazacağım fakat hangisinden başlayayım diye karar veremedim. Hani deveye demişler ki boynun eğri deve de nerem doğru ki demiş misali ben kısaca şunu yazayım; hani büyük şairimiz Nazım Hikmet bir şiirinde” Kalküta’da güneş güneş gibi doğuyordu” diyordu ya ben de kısaca; ülkem de varoş kültürünün egemenliği, rant-kar-yandaş anlayışıyla geri kalmışlık ve yoksulluk denizinin dalgalarında çalkalanıp batıyordu.
Sevgilerimle Asım Beşikci
Not: İstatistik rakamları HBT dergisinde Bayram Ali Eşiyok’un yazısından alınmıştır.

Yazar Hakkında

Asım Beşikci

Yorum yok

Cevaplayın