Öğrenmek Mutluluktur
Bilgisayarda değil kağıt üzerine kalemle yazmayı seviyorum. Bu durumu gençler belki de bizim yaşımıza eskiliğimize verebilirler, ancak on parmak yazamasam da bilgisayarda yazıyorum, zaten yazdığım çoğu şeyi bilgisayara aktarıyorum, ama benim için zevkli olan elle yazmak oluyor, ayrıca bu durumun beyin üzerinde daha olumlu etkileri olduğunu sanıyorum belki de bunu bir yerde okumuştum. Gençlerin haklı olduğu şey şu; evet bizler yıllarca bu biçimde yazdığımız için bizlerde bu bir alışkanlık olmuş, yaşam biçimine dönüşmüş ve alışkanlıklar kolay kolay değiştirilemiyor, ama bu değiştirilmez demek de değildir. Gözlerim eskisi gibi görmese de, parmaklarım çok çabuk hareket edemese de telefonumda tek parmakla yazmayı başarıyla yapıyorum belki gençler kadar hızlı olamıyorum zaten hangi şeyde gençler kadar hızlıyız ki? Fakat gene de kâğıt kalemle yazmanın zevki başka. Yazarken beğenmeyip üzerini çizdiğimiz sözcüğü veya tümceyi orada görüyoruz daha sonra belki de tekrar o tümceye geri dönüş yapabiliyoruz, oysa bilgisayarda silindiği için eskisini göremiyoruz veya başka bir biçimini ben bilmiyorum.
Okumak öğrenmeye çalışmak ve sonra da şimdi olduğu gibi yazıp paylaşmak, sizi bilmem ama bunlar beni mutlu eden uğraşlar oluyor. Zaten öğrenmek mutluluktur paylaşmak da ayrı bir mutluluk. Bunun tadına varınca beynimiz bu durumlarda serotonin, endorfin, dopamin, oksitoksin gibi değişik mutluluk hormonları salgılıyor ve beynimiz bu durumu sürdürmek istiyor; merak ettiriyor, sorgulatıyor, yeni şeyler öğrenmeye teşvik ediyor. Ayrıca öğrendiğimiz yeni bilgileri, yeni şeyleri çevremizdekilerle paylaştığımızda daha çok mutlu oluyoruz, bize haz veren mutluluk veren hormonlar daha çok salgılanıyor ve merak etmek, araştırmak, sorgulamak, bilgilenmek ve öğrenmek zamanla süreklilik kazanarak yaşam biçimine dönüşüyor. Bu nedenledir ki çocuklarımızın mutlu olmasını, bu biçimde mutlu bir yaşam sürmesini istiyorsak onları; ezberci, kabullenici, biat edici biçimde değil meraklarını uyandırıp soru soran, sorgulayan, araştıran insanlar olacak biçimde eğitmeliyiz, yetiştirmeliyiz. Bilgilenip öğrendikçe onların mutlu olacaklarını da bilmeliyiz. Bunun yanında sevecen, paylaşımcı olan, yardımlaşan ahlâklı insanlar olarak da yetişmelerini sağlamalıyız . Öğrenmek işi anne karnında başlar, eğitim ve öğrenme ailede biçimlenir. Ailede söylenenler ile yapılanların da uyumlu ve tutarlı olması gerekir.
Tuşlara basarak değil de kalemle kâğıda yazmakla ilgili duygularımı belirtirken düşünceler birbiri peşi sıra akarak konu nereden nereye geldi, ama iyi de oldu. Biliyoruz ki bilgi paylaştıkça çoğalıyor ve eğitim öğretim kuşkusuz ki çok boyutları, çok yönleri olan bir konudur ve ben de bu sayede bir iki yönüne değinmiş oldum.
Yorum yok