Deprem ve Bina
Ülkemizde yakın zamanda meydana gelen deprem nedeniyle bildiğim bazı şeyleri kısaca yazmak istedim.
Deprem felaketi diyoruz, afet diyoruz ancak; şunu iyi bilmeliyiz ki deprem felaket değil olağan bir doğa olayıdır. Bu doğa olayını felaket durumuna getiren bizleriz, bizim yaptığımız yapıların yıkılmasıdır ve o yıkılan binalar öldürmekte, felaketleri oluşturmaktadır. Oysa mühendislik bilimine uygun binalar yapılsaydı ve bu binaların imalat aşamasında projelerine uygun yapılıp yapılmadığını denetleseydik felaket denilen şey olmazdı. Felaketi yaratan doğa değil insandır. Ayrıca şunu da özellikle vurgulamak isterim ki insan neden projeye aykırı bina yapmaya kalkıyor? Neden denetilmesine ihtiyaç duyuluyor? Neden bizim toplumumuzda bu kültür yok, dürüstlük ve iyi ahlaklılık yok? Oysa çoğunluğu İslam dini mensubudur ve de hepsi dinin; doğru ve ahlaklı olmayı, çalmamayı emrettiğini biliyor ve söylüyor Bu iş nasıl oluyor? Bu konu toplumumuz için bilimsel olarak araştırılıp sorgulanması gereken bir konudur.
Felakete neden olan yıkılan binalara gelince; Bir binanın yapılması için izlenen yol basitçe şöyle oluyor; önce bina yapılacak yerin imar durumu yerel yönetimdeki imar planından bakılıyor (gerçi mevcut hükümet bu işe de siyaset gözlüğü ile bakıp çoğu yerde kendi siyasi görüşünden olmayan yerel yönetimleri devre dışı bırakarak istediği yerin imar planını değiştirmek, yapmak yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığına vermiştir.)
İmar durumuna göre de önce mimari sonrada statik ve elektrik, mekanik gibi projeleri yapılıyor. Statik projesinin yapılabilmesi için de zemin cinsi, zeminin özellikleri ve zemin emniyet katsayıları tespit ediliyor ve bu değerlere göre de projelendiriliyor. Projelendirme kriterleri arasında deprem yönetmelikleri de vardır. Her cins zeminde güvenli bina inşa etme yöntemleri, tekniği, teknolojisi mevcuttur ancak tüm bunlar binanın maliyetine etki eden etmenlerdir. Zemin ve yönetmeliklere uygun proje ve bu projelere uygun yapılan binalar öldürmez.
Mevcut binaların güçlendirmeleri ile ilgili de özet bilgi verirsek:
Bina güçlendirmesi için gene mühendislerin mevcut binanın projelerini inceleyip binanın betonundan karot alarak ve onun testini yaptırıp mevcut betonu, içindeki demirlerin durumunu görüp ( bir tür kolon ve kiriş röntgeni ) güçlendirme projesi yapılır. Güçlendirme temelden çatıya kadar olur. Bunun için epoksi ile demir filizleri ekilir yeni donatılar konulur, belirten kolonlarda mantolama denilen ilave demirlerle boyut büyütmeleri ve bina köşeleriyle bina içinde kimi yerlerde iki doğrultuda da mevcut duvarlar yıkılıp temelden çatıya kadar betonarme perde duvara dönüştürülür. Doğaldır ki tüm bunlar çok maliyet gerektiren işlerdir. Güçlendirme işi karbon elyaf veya cam elyaf kumaşlarla da yapılabilir. Bu kumaşlar kirişlere ve kolonlara epoksi ile 2 kat yapıştırılıp sarılır ( ikinci kat kumaşının lifleri birinci kat kumaşın liflerinin doğrultusuna dik olmalıdır.)
Özetle şunu bilmeliyiz ki; bilimin yol göstericiliğine inanır, mühendisliğin kurallarına uygun projeler yapıp uygularsak bir doğa olayı olan depremler felakete dönüşmez. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz yani her şey gene bizde düğümleniyor.
Sevgilerimle Asım Beşikci
Yorum yok