Bilim ve Din
İnsan ilkel zamanlarda doğa olayları karşısında çok acizdi ve bu olayların neden olduğunu bilemediğinden o zaman gördükleriyle onları anlamaya ve açıklamaya çalışmıştır. Yıldırımları, yangınları, depremleri ve bunun gibi felaket getiren olayları bir büyük gücün yaptırdığına inanmış o güçten korkup onun öfkesini gidermek için o güce adaklar adamış, kurbanlar kesmiştir. Amacı bilmediği o gücün öfkesini dindirmek güvenini kazanmaktı. Gerçi gücün neden öfkelendiğini de pek bilemiyor yaptığı bazı yanlışların onu öfkelendirdiğini sanıyordu. Kurban olarak her türlü canlı, insan ve çocuklar da seçilebiliyordu. İşte dinler de bilemediği bu doğa olaylarının karşısındaki aciziyetinden ortaya çıkmıştır.
İnsan evrimi onu geliştirip sorularına yanıtlar buldukça yani bilimi de geliştirdikçe yıldırımların, sellerin, yangınların, depremlerin kısaca tüm doğal afetlerin neden olduğunu da öğrenmeye başladı, ancak insanların bilimi öğrenmesini engelleyerek korkularının sürdürülmesinden yararlanmak isteyen bazı güçler ise bu durumdan siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışmışlardır ve bu olgu insanlık tarihi boyunca sürüp günümüze kadar gelmiştir. Kuşkusuz ki bizim gibi ülkelerde daha çok etken oluyor. Cahil bıraktırmanın en etkili ve en önemli aracı dindir. İnsanlık evrimi boyunca bilinmeyene karşı korku duymuş ve belirsizlik karşısında tedirgin olmuştur. Bilim bilinmeyenleri bilinene dönüştürmüş ve bilinmeyenler azaldıkça insanın doğa karşısındaki korkuları da azalmıştır. Siyasi ve ekonomik çıkar sağlamak isteyenler bilimin etkinliğini istemezler çünkü dini daha rahat kullanmaları ve halkı cahil bıraktırıp korku salmaları için bilim önlerinde en büyük engeldir. Ülkemiz bu durumun tipik bir örneğidir. Bütün Ortadoğu ülkeleri ve İslam coğrafyası da buna örnektir.
Fazla şeyler yazmaya gerek yok, dikkatli gözlemlerseniz, eleştirel akılla bakarsanız bunu görürsünüz. Bu nedenle eğitim ve öğretim programlarını ilköğretimden itibaren bilim ağırlıklı olarak yapmak zorundayız. Cehaletin karanlığını bilimin ışığıyla yok etmemiz gerekiyor, ülkemizi çağdaş uygarlığa ve güvenli bir geleceğe ancak böyle taşıyabiliriz. Cehaletin karanlığını bilimin ışığıyla yok etmemiz gerekiyor. Ahlâk ve vicdan sahibi olmak da insan türünün geliştirdiği en önemli kavramdır ve bilimi de bununla beslemek zorundayız.
Asım Beşikci
Yorum yok