Yol ve Yolculuk
Bu bir yolculuk; hiç kimsenin kendi isteğiyle katılmadığı zoraki bir yolculuk. Herkesi kendi anne ve babası bu yolculuğa katmış ve her yolcunun yolunun farklı olduğu bir yolculuk. Neden böyle bir yolculukta varız? Bu yolculuğun anlamı nedir? Gibi birçok soru ve her yolcunun kendine göre yanıtları ve gene her yolcunun kendine göre yorumları vardır, belki de yoktur bunu bilmiyorum ama ben yanıtlamakta ve yorumlamakta güçlük çekiyorum. Daha anne karnında yolu öğrenmeye, yolla ve yolculukla ilgili bilgilenmeye başlarız. İlk bilgileri annemiz aracılığıyla ve anne karnında alırız, yolculuk bir kere başladı mı hep yolu ve yolculuğu merak ederiz, zaman ilerledikçe bir durakta yolculuğumuzun kesinlikle biteceğini öğreniriz ama ilk başlarda bunu pek önemsemeyiz; dur daha çok var, o durak çok uzakta diye düşünürüz sonra 13,8 milyar ışık yılı yaşındaki evrende bu yolun bir göz kırpmadan da kısa olduğunu anlarız.
Niye varız? Bu yol, bu yolculuk nedir? Diye düşünürüz ve tüm bunları yaklaşık 1,5 kg. ağırlığındaki beyin denilen organla yaparız. Bütün her şey onun içinde oluşuyor, aslında onun içinde varız. Yolu da yolculuğu da bize bildiren odur. Bize derken ne tuhaftır ki bize sözcüğüne o da dâhildir. Biz ayrı o ayrı şeylermiş gibi düşünsek de aslında her şey onun kurgusudur. Bu konu da diğer birçok konuların olduğu gibi çok karmaşık bir konudur ve henüz çözümlenmemiştir belki de hiç çözümlenmeyecektir. Niçin varız? Varlık nedir? Diye sorulan sorulara herkesin kendine göre bir yanıtı olsa da bana göre bu sorular yanıtsızdır.
İnsan yani homo sapiens ( sapiens Latince bilen, düşünen demektir) varoluş sürecinde sürekli bu tür sorular sormuş ve bunlara yanıt aramıştır. Bu sorulara yanıt bulmak için dinlerin ve felsefenin temelleri atılmıştır.
Yolcu; yolculuğu boyunca evreni, doğayı, çevresini ve kendini öğrenmeye, anlamaya çalışmış ve merak edip sorgulamıştır. 4,5 milyar yaşındaki dünyamızda ilk canlının ortaya çıkışı yaklaşık 4 milyar yıl olduğu ve türümüzün içinden çıktığı primatların günümüzden 55-65 milyon yıl kadar önce paleosen döneminde ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Türümüz olan homo sapiens ise yaklaşık birkaç yüz bin yıldır tarih sahnesindedir ve her birimizin yolculuğu ise en fazla yüz yıl sürebiliyor. Evreni, dünyayı düşündüğümüzde bizim yolumuzun ne kadar kısa olduğunu söylemeye gerek yok kısa sözcüğü bile çok uzun gelebilir.
İşte insan denilen canlı bu kısa yolculuğunda çok şey başardı, çok şeyler yaptı; sorularının, sorgulamasının yanında kendine özgü değerler ve kavramlar oluşturdu; sanatı ve vicdan, ahlâk, hak ve adalet gibi kavramları var etti ve bunlarla birlikte birçok şeyi kültür diye harmanlayarak bugüne geldi. Bu kavramlar doğada yoktur diğer canlılarda da yoktur. Bu kavramları biz var ettik, bize özgüdür yalnızca insan beyninin ürünüdür.
Evrende değişmeyen tek şey değişim ve dönüşümdür, doğadan öğrendik, doğayı değiştirdik, kendimizi geliştirdik, sorguladık, merak ettik, sorularımıza yanıt aradık tüm bunları yaptık fakat var ettiğimiz vicdan, ahlâk, hak ve adalet kavramlarına uygun, emeği en yüce değer sayan bir sistemi ve düzeni kuramadık, bunu başaramadık ama yolculuk devam ediyor, umudumuz da.
Asım Beşikci
Yorum yok