Yeryüzünün Egemeni

Yeryüzünün Egemeni

Yaşadığımız çağda yeryüzünün egemeni gibi görülen canlı türü homo sapiens yani bizim türümüzdür, en gelişmiş canlıyız ve dünya bizden soruluyor ama doğa için doğru şeyler yapan canlı türü müyüz? Bunu biraz düşünüp irdeleyelim.

Yeryüzünde yaşamın günümüzden yaklaşık 4 milyar yıl önce ilk tek hücrelilerle arkealarla başladığı sanılıyor ve milyarlarca yılda koşulların, zorunlulukların sonucu gelişerek, değişerek, dönüşerek, başkalaşarak ve değiştirip dönüştürerek de kimileri tek hücreli olarak, kimileri çok hücreli biçimde birçok türlere ayrılıp, kimi zaman uyum sağlayamayarak, gerekli dönüşümü oluşturamayıp yok oldu, kimileri dönüşüp başkalaşarak, başka türlere ayrışarak yola devam edip bugüne geldi ve bugün homo sapiens en zeki canlı olarak öne çıktı.

Günümüzdeki canlılara şöyle bir baktığımızda; doğaya ve çevresine en çok zarar veren canlı biziz, zevk için öldüren biziz, başka canlı türlerini yok eden biziz, doğaya hiçbir katkısı olmayan biziz. Düşün ki hiçbir bitki, ağaç (birkaç tür hariç) organik beslenmez, başka canlıları öldürüp yemez, doğayı canlılar için olumlu yönde dönüştürür. Bizim dışımızdaki “vahşi hayvan” diye adlandırdıklarımız kendi soylarını sürdürmek ve yalnızca beslenmek için aç durumda ise başka canlıları öldürüp yerler ama doğaya zarar vermezler, doğayı çöplüğe, beton yığınlarına dönüştürmezler, ağaç katliamı yapmazlar, altını üstüne getirmezler, su kaynaklarını yok etmezler kontrolsüz çoğalıp kanser hücresine dönüşmezler. Bütün bunları yapan bizim türümüzdür. Kendimizi doğanın egemeni sanıyoruz ama aslında doğanın, bizi var edenin katiliyiz.

Doğanın gerçek egemeni, tek hücreli canlılar, mikrop dediğimiz minicanlılardır, yani virüsler, bakteriler, mantarlar ve benzerleridir. Doğayı olumlu anlamda değiştirip dönüştürerek hatta bizi de değiştirip dönüştüren onlardır.

Yeryüzünde oksijeni ilk onlar üretmiştir ve hâlâ üretiyorlar, bitki köklerinde nitrojeni (azotu) bağlayarak bitkilerin azot almasını sağlarlar, bütün çok hücreli canlılarla ortak yaşam (simbiyoz) kurmuşlardır, bizim kendi hücrelerimizden fazla olarak vücudumuzdadırlar, bağışıklık sistemimizin düzenlenmesini sağlar bizim için üretim yapar, yatay gen transferi oluştururlar. Hücrelirimizin enerji üretim merkezi olan ve annelerimizden bize geçen mitokondrilermiz de bizlerle ortak yaşam oluşturan başka bir tek hücreli canlının mirasıdır. Yoğurt, peynir, ekmek, pasta, sirke gibi besinlerimizin mayalanmasını onlar yapar, ölen canlıların toprağa ve başka şeylere dönüştürülmesini onlar yapar. Bir B-teta bakterisinde 250 türden fazla enzim vardır oysa bizim genomumuz bu bakteriden 500 kat büyük olmasına karşın aynı işi gören enzim sayımız 100 civarındadır. Bugün genetik işlemlerde kullandığımız CRISPR -Cas9 gen makasını bakterilerden öğrendik, onlar bunu virüslere karşı kullanıyorlar.

Yani kısacası yeryüzünde ilk onlar vardılar hâlâ varlıklarını sürdürüyorlar ve bizden sonra da sürdürecekler. Primat atalarımız en fazla birkaç milyon yıldır var ama mikroorganizmalar (minicanlılar) dört milyar yıldır varlar ve var olmayı sürdürüyorlar, yeryüzünün gerçek egemeni onlardır. Aklımız var ama çok akılsızca işler yapıyoruz. ( Bu gibi konulara ilgi duyuyorsanız Herkes İçin Bilimde Yanıtsız Sorular Kanıtsız Yanıtlar kitabımı okuyabilirsiniz) Asım Beşikci

Yazar Hakkında

Asım Beşikci

Yorum yok

Cevaplayın