Bilim Öğretisine Dair

Bilim Öğretisine Dair

Bütün canlıların deneyimleyip öğrendiğini ve bunları kullandığını, bilgi işleyen her şeyin bir tür aklı olduğunu biliyoruz. Canlıların içindeki insan türü gelişmiş beyni sayesinde bunlardan fazlasını yapıyor; hayal kurabiliyor, sanat ve kültürel etkinlikler yapabiliyor, bilgileri toplayıp yeni paradigmalar oluşturabiliyor. Evrende her şeyde ilişki ve bağlantısallık temeldir, insanın farklılığını ise bu bağlantılar ve ilişkiler sayesinde geliştirdiği, oluşturduğu yüz bin civarındaki nöron hücresinin birbirleriyle olan trilyonlarla ifade edilen bağlantıları sayesinde yapıyor. Homo sapiens tarih sahnesine çıktığı günden itibaren gelişti, dönüştü, dönüştürdü. Bilemediği anlayamadığı tüm olayları; gökyüzünü, yeryüzünü hep doğa üstü güçlere, tanrılara, ruhlara, bilinmeyen gizemli varlıklara bağladı ve bunların sonucunda, doğa üstü güçler, efsaneler, dinler ortaya çıktı. Doğayı gizemli güçlere, tanrılara bağlamayan dünya görüşü ve öğretiler ise ilk defa günümüzden 1400 yıl önce MS 6. yüzyılda Ege bölgemizde bulunan ve İyon uygarlığının en önemli kentlerinden biri olan Milet (Miletos) kentinde kurulan okulda öğretildi ve de günümüzdeki bilimlere de kaynak oldu.
Bu okulda ezbercilik yoktu, öğretmenlerin düşüncelerini kabul etmek zorunluluğu da yoktu; öğretenlerin düşüncelerini eleştirip yeni düşünceler öne sürebilirdiniz, yani bu okulda eleştirel akıl ve özgür düşünce egemendi ve de bu okul batı Anadolu’daydı. İşte bu okulun kurucuları ünlü geometrici Thales’in öğrencileri Anaksimandros ve Hekataios’du. Daha sonra Demokritos – maddeyi bölsem sonra tekrar tekrar bölsem en sonunda bölünemez atomos olur- diye belirtti. Her şeyin atomlardan oluştuğunu günümüzden yaklaşık 1400 yıl önce söyledi ve her şeyin akıl yoluyla öğrenileceğini belirtti.
Günümüzde okullarımızda, üniversitelerimizde böyle bir eğitim verilebiliyor mu? Yoruma ve yeni düşüncelere açık mı? Öğretmenlerin anlattığı ve ders kitaplarının yazdığı şeylerin aksine görüş belirtilmesi nasıl karşılanır? Ezbercilik mi, akılcı bakış mı egemen? Eğer bunları sorgulamazsak ne kendimizi, ne bilimi ne de insanlığı geliştirebiliriz. Herkes, her öğrenci özgürce kendini ifade edebilmelidir.
Bilim dışı düşünceler, efsaneler, hurafeler bir toplumda egemen olursa cehalet iktidar olmuş demektir. Bu durumun oluşmasında, sürdürülmesinde bu durumdan yararlanıp çıkarlarını sürdürenlerin payı vardır ve bu durumun sorumlusu onlardır, ama eleştirel akıl ve bilim egemen oldukça cehalet yok olacak, karanlıklar aydınlanacaktır. Umut her zaman vardır. Asım Beşikci

Yazar Hakkında

Asım Beşikci

Yorum yok

Cevaplayın