Geleceğimizi Yok Ediyoruz

Geleceğimizi Yok Ediyoruz

Bıkmadan usanmadan aynı konuyu yazmayı sürdüreceğim. İnsanoğlunun yaşadığı bu dünyayı bütün canlılar için nasıl yaşanmaz duruma getirdiğini yazmaya devam edeceğim, çünkü bu konu yeryüzündeki karalarda, sularda, denizlerde tüm canlıların türlerinin devamı konusudur, bu konu çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek kuşaklarımızın yaşayabilmesinin konusudur.

Yapılan yeni araştırmalarda peptisitler ( peptisit; zararlı olduğunu düşündüğümüz organizmaları engellemek, kontrol altına almak, zararlarını azaltmak için, ağaçlarda, tarımda kullanılan kimyasal bir maddedir, biyolojik ajan, dezenfektan, anti mikrobik ajan) endüstriyel bileşikler, antibiyotikler gibi 350 bin kimyasal doğaya atılıyor. Doğayı zehirlerken aslında kendimizi ve geleceğimizi de zehirliyoruz. Kimyasal kirlilik, poliklorlu bifenoller (PCB) gibi toksik kimyasallar, zehirli maddeler, ağır metaller, plastikler sularımız, denizlerimizi, toprağımızı, havamızı kirletiyoruz ve bu kirlenme önümüzdeki yıllarda da katlanarak sürecek. Dünyayı adeta çöplüğe dönüştürdük uzayı bile çöp uydularla çöplük yaptık.

Atmosfere kontrolsüz karbondioksit ve metan gazı salınımı küresel ısınmayı geri döndürülmez bir biçimde artırmaktadır. Tüm canlıların yaşamı tehdit altında olup geleceğimizi kendi ellerimizle yok etmekteyiz. Kendi yaşam alanlarımızı bilime ve akla aykırı bir biçimde genişleterek vahşi yaşam alanlarını, diğer yaşam alanlarını, ormanları yok etmekte doğal dengeleri bozmaktayız yalnız vahşi yaşam alanlarını değil, beslenmemiz için gerekli olan tarım alanlarını da yerleşime, yapılaşmaya açmakta böylece küresel ısınma ve kontrolsüz su tüketiminin neden olduğu tarım ürünlerinin azalmasının üstüne tarım alanlarını yok ederek işi katmerleştiriyoruz, biyolojik çeşitliliği yok ediyoruz, azot ve fosfor kirliliğini artırıyoruz, klorofloro gazlarla ozon tabakasını inceliyor veya deliyoruz. Kömür kullanımı %5 arttı bu nedenle karbon emisyonları da yani karbondioksit salınımı da 1,5 milyar metrik ton daha artacaktır.

Karalarda ses ve ışık kirliliği diğer canlıların yaşamlarını olumsuz etkilerken okyanuslardaki ses kirliliği ( gemilerin özellikle de savaş gemilerinin oluşturduğu) denizlerde yaşayan canlıların yaşamını tehdit ediyor.

Kentlerde kablosuz iletişim ağları, manyetik alanlar insan vücudundaki hücre duvarlarını tahrip ediyor ve tüm canlıları etkisi altına alıyor. Teknoloji bizim içindir, yaşamımızı kolaylaştırır ancak yukarıda belirtilen riskler, doğal dengelerin, doğanın bozulması, canlı yaşamlarının tehdit altında kalmasına da neden olmaktadır oysa bunların önlemleri de alınmalıdır.

Bütün sorun, bütün bunların sebebi dizginlenmemiş kâr ve rant hırsı ve kâr ile ranta dayanan bu kapitalist sistemdir. Dünyanın bütün kaynaklarını sömüren bu sistem değişmedikçe bu durum da değişmeyecektir.

Dünyanın genel durumu böyleyken ülkemizin durumunu da yazmak isterdim ama o zaman kitap yazmam gerekecek bu nedenle ülkemin durumunu sizlerin anlayışınıza bırakıyorum ancak bir kaç sözcük yazabilirim:

Bilimin ve aklın uzağında hurafe ve cehaletin kucağında.

Asım Beşikci

Yazar Hakkında

Asım Beşikci

Yorum yok

Cevaplayın