Hafızlık
Diğer bütün canlılar gibi süreç içinde değişen, dönüşen yani evrim geçiren insan türü beynini de diğer türlere oranla olağanüstü geliştirdi. Bütün organlarımızdan alınan sinyaller, uyarılar, duyumlar işlenip değerlendirilmek için beynimize iletilir ve her yeni ilişki, her yeni bilgi beyindeki nöron hücrelerinin bağlantılarını çoğaltır. Beynimizin büyüklüğünden çok nöronların birbirleriyle bağlantıları önemlidir. Beynimizde yaklaşık 100 milyar civarında nöron hücresi vardır ve her nöron hücresi yaklaşık onbin bağlantı yapabiliyor. (şimdiki bilgilerimiz böyle) Her yeni şey bu bağlantıların artmasında katkıda bulunur. Beynimizi yinelemeler değil yenilemeler geliştiriyor. Ezberlemelerin bilgilerimize, öğrenmemize, gelişimimize herhangi bir katkısı olmaz. Duyum organlarımızdan gelen sinyaller, somut algılar beynimizde bilgiye, soyut kavramlara dönüşür ve düşünerek bu bilgiler arasındaki ilişkileri, bağları kurarak anlamayı, kavramayı oluştururuz.
Bu ön bilgilerden sonra bir konuyu anlamaya çalışıyorum; küçücük çocuklarımızın hafız olup hafızlık belgesi almasının o çocuklara ne gibi bir yararı olur? Ne anlama geldiğini hiç bilmediği sözcükleri ezberlemek ve bunları gene anlamadan tekrarlamanın ne o çocuklara katkısı ne de dine bir hizmeti olabilir bilakis gelişmesi gereken genç beyinleri fuzuli işgalle yorar ve köreltir.
Herkes en iyi anadilinde düşünür, kavrar ve kendini ifade eder. Rüyalarımızı bile anadilimizde görürüz hatta hangi dilde rüya görüyorsanız anadiliniz odur diyebiliriz. Bilmediğin bir dilde ne ifade ettiğini, ne anlama geldiğini anlamadığın sözcükleri ezberleyip tekrarlamanın kime ne yararı olur? Ne kutsal bir dil vardır ne de kutsal sözcük vardır; kutsal olan bilgidir, öğrenmektir, kavramaktır, anlamaktır. Ezberciliğin bilimde de, dinde de yeri yoktur. Sorgulamadan, irdelemeden öğrenmek olmaz.
Daha oyun çağında sayılabilecek çocuklara ne anlama geldiğini bilmediği, anlamadığı sayfalarca yazıyı ezberletmek o çocukların beyinlerini köreltmektir, akılcı ve analitik düşünmelerini engellemektir, bilgilenme algılarını kapatmaktır. Bir din kitabının değerli olmasını içindeki bilgi sağlar, kitabın ne yazdığını bilmiyorsan nasıl o dinin mensubu olabilirsiniz? Bilmediğin şeye inanmak olmaz. Önce ne yazıldığını bilecek, öğrenecek sonra kavrayacaksın o zaman ister inanır ister inanmazsın, ama önce onu okuyup, öğrenip anlaman gerekiyor.
Bu nedenle küçük çocuklara anlamadıkları, bilmedikleri şeyleri ezberletip onları hafız yapmak ne dine hizmettir ne de o çocuklara bir yararı vardır. Dünyada gelişmiş ülkeler çocuklarını bilgiyle, bilimle donatmaya, eleştirel sorgulayıcı akılla bakmayı öğretirken bizim çocuklarımızın bu durumda olması ülkemizin geleceğini karartmaktır.
Biz hem kendimizin, hem de çocuklarımızın nöron bağlantılarını çoğaltmaya çalışalım. Sevgilerimle Asım Beşikci
Yorum yok