Dereden Tepeden Kısa Kısa
Değerli dostlar, 11.03.2020 – 08.01.2021 tarihleri arasında 10 ayda ülkemizde 335 sağlık çalışanı covid-19’dan vefat etti, yaklaşık 150 bin sağlık çalışanı covid-19’la enfekte oldu, yani ülkemizde ki tüm vakaların%7’si kadar. Bu şu demek; sağlık çalışanları ülkemiz nüfus ortalamasının çok üzerinde enfekte oldular ve risk altındalar, çünkü sağlık çalışanları ülkemiz nüfusunun%1,2’si kadar ama enfekte olma oranı%7. Maske dağıtmayı bile beceremeyen yöneticilerimiz aşı işini de yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Bütün gelişmiş ülkeler nüfuslarının üstündeki miktarda aşıyı satın alırken; bizde ne miktarda aşı ne zaman gelecek belli değil hiçbir program yok, basının sorularını yanıtlayan da yok, o da Çin’in Sinovac şirketinin aşısı ki bu bile alınıp getirilmiyor nerede kaldı başka aşı seçenekleri. Hepimizin gözü önünde olan ve hepimizin bildiği konuyu daha fazla yazmaya gerek yok.
Her hücremizde bir tek çekirdek olduğunu biliyorduk fakat, kas lifi hücrelerimizde birden fazla çekirdekler olduğunu Max-Delbrück Moleküler Tıp Enstitüsü’ndeki bilim insanı Minchul-Kim ve çalışma arkadaşları tespit ettiler.
Cahil toplumları kandırmak, yalanları, yanlışları doğru gibi göstererek yönetmek çok kolaydır. Bu işte kullanılan en önemli enstrüman “din” ve büyük yalanlardır, aslında din diye öğretmeye çalıştıkları gerçekte din olmayan şeyler. Almanya’nın kişi başına düşen milli geliri 55 306$, Yunanistan’ın 31 616$ dır, bizde ise 7 715$ ( kaynak Wikipedia) ama Almanya’da ülkemiz kadar AVM yok, Almanya Cumhurbaşkanı 150 metrekarelik kendi evinde oturuyor, bizdeki gibi sarayı yok, sarayla birlikte yapılan ülke ölçeğinde israflar, harcamalar da yok. Almanya’da Heidelberg Üniversitesi 14.yüzyılda kurulmuş ve bugüne kadar kesintisiz eğitim öğretim yapmış, yani bu üniversite Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında kurulup günümüze gelmiş, bizde ise gerçek anlamda üniversiteler ancak Cumhuriyetten sonra kurulmuş. Onlarda 14.yüzyılda, bizde 20.yüzyılda arada 600 yıl fark var ama AVM’ler, saraylar, lüks tüketim, şatafat, görgüsüzlük, varoş kültürü ve çağ dışı olan her şey bizde. Kendisi gibi düşünmeyenlerle kavga eden, hakaret eden, ayırımcılık yapan, ötekileştiren yöneticiler de bizde.
Üniversitelerimizde; sahtecilik, intihal olağan hale gelmiş, her ilde bir üniversite ama adı üniversite adını üniversite koyunca olmuyor. Dünya sıralamalarında üniversitelerimiz kalite olarak en alt sıralarda, araştırmacı, bilgili, özgür düşünceli insan kaynaklarımız yurt dışına kaçıyor. Avrupa’da 1447-1500 yılları arasında 53 yılda 30 000 kitap basılmış, Osmanlı’da ise 1728-1800 yılları arasında 72 yılda yalnızca 80 kitap basılmış neden onların bizden ileride olduğunun göstergesi. Cumhuriyetin kurucusu bunun bilincinde olup kısa zamanda bu arayı kapatıp öne bile geçmemizi sağlayacak olan ve programı uygulatmış ama ondan sonra ülke yönetimi gaflet içinde emperyalizme teslim olmuş ve bu teslimiyet şahsî menfaatlerin öne çıkması sürdürülmektedir.
İnsan sesi 5000-12000 hertz frekans aralığındadır. İşte bu nedenle kulaklarımız bu frekans aralıklarında hassastır ve 20 ile 20000 hertz frekans aralıklarında duyabilir. İnsanlarla konuşmak, insan sesi duymak bizi rahatlatır ve beynimizin dopamin hormonu salgılamasını sağlar. Dopamin; serotonin gibi mutluluk hormonudur, sinir hücreleri arasındaki iletişimi oluşturur, nörotransmitter görevi yapar. İşte bunun için insanların birbirleriyle iletişimi çok önemlidir. İnsan sosyal bir varlıktır sözü de buradan kaynaklanmaktadır. Birbirimizin sesini duymaya ihtiyacımız olduğu gibi birbirimize sarılmaya da ihtiyacımız vardır. Dokunmak, sarılarak rahatlamak, primatların evriminin doğal bir sonucudur, beyinde endorfin hormonunun salgılanmasını oluşturur, endorfin hormonu da kendimizi mutlu hissetmemize neden olur. Endorfin hormonunun ağrı kesici özelliği morfinden 30 kat daha fazladır. Pandemi süreci birbirimizle yüz yüze görüşmenin, birbirimizin sesini duymanın, birbirimize sarılmanın değerini bize daha iyi öğretti. Her olumsuzluğun olumluluğu da içerdiği savının en güzel kanıtı.
İSTEYENE
Hayat sürerken her gün
yeni şeyler öğretir
deneyip öğrenene
başka şeyler gösterir
görmesini bilene
doğa sonsuz bir kitap
okumak isteyene
Sevgilerimle Asım Beşikci
Yorum yok