Biz ve Virüsler

Değerli dostlar; daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, virüsler ayrımcılık yapmıyorlar; din, dil, ırk, renk, ulus ayrımı yapmıyorlar bütün insanlara eşit davranıyorlar. Ülke sınırlarının da yapay olduğunu gösterip, bütün dünyanın tek bir ülke olduğunu kanıtlıyorlar. Ama dünyada egemen olan neoliberal kapitalist sistem, dünyaya egemen olan tekeller bu ayrımcılığı yapıyorlar, bölüyorlar, sınıflara ayırıyorlar. Bundan dolayıdır ki kimi ülkeler ve kimi insanlar çok zengin, kimileri de yoksul. Bu ülkelerin yoksul kalmalarını, geri kalmalarını elbette tek başına dış güçlere bağlayamayız; o ülkelerde yerli işbirlikçileri olmasaydı, satın alınanlar olmasaydı, o ülkelerde bu denli etkili olamazlardı. Geri kalmış ülkelerin çoğu cahil topluluklardan oluşması, dinsel söylemlerle uyutulması bu emperyal güçlerin yerli işbirlikçileri ile oluşmuştur.

Buradan esas anlatmak istediğime gelince, bu Covid-19 virüsünün küresel etkisi Afganistan, Pakistan, Irak, Somali, Yemen, Suriye ve Afrika’nın diğer yoksul halklarını bir kaç kat daha fazla etkiledi, bu ülkelerde çocuk felci aşı kampanyaları DSÖ (dünya sağlık örgütü) tarafından askıya alınıyor. Bu ne demektir? Bu yoksul ülkelerde milyonlarca çocuk, çocuk felci hastalığına neden olan Poliovirüse karşı savunmasız durumda olması ve felce maruz kalmasıdır. Çoğu Afrika ülkesi temiz suya, yeterli gıdaya ulaşamazken, çocuklar bırakın temel eğitimi oyuncaktan bile mahrumken birde çocuk felciyle karşı karşıya gelecek.

Ayrıca gene bu yoksul ülkeler ve Afrika ki emperyalist güçler bir kaç asır boyunca kıtanın tüm doğal kaynaklarına el koydular, halkını da uzun yıllar köleleştirdiler. İşte bu günlerde aynı gerekçelerle Rubeola virüsünün neden olduğu kızamık hastalığı riskine de maruzdurlar, çünkü DSÖ Covid-19 salgını nedeniyle bu aşılamayı da askıya alıyor. 2018 yılından itibaren dünyada on milyon kişi kızamık oldu, yüz kırk bin kişi öldü ve 2016 yılından beri vaka sayısı%58 artmıştı, yani aşılanması gereken 78 milyon çocuk aşılanamayacak. Kendi çocuklarımızın aynı durumda olduğunu düşünmenizi istiyorum.

Virüsler (Latince zehir anlamındadır) daha önce de vardı insandan önce de vardı ve bundan sonra da olacaklar. Kökenleri bilim insanlarınca bugün bilinememektedir, ama çok yararlı işleri de vardır; bağışıklık sisteminizin biçimlenmesinde, yatay gen transferlerinde ve evrimde genetik çeşitliliği arttıran önemli araçlardır.

Evet, adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz çok uzaklarda da olsa, hiç yüzlerini bile görmemiş olsak onların sorunlarını içimizde hissetmemiz gerekir çünkü vicdan denilen şey budur.

Eğer dünya ve bilim teknoloji bu bir avuç egemenin eline bırakılırsa; dünyanın tüm kaynakları hoyratça tüketilecek, küresel ısınma, iklim değişikliği, doğal dengelerin bozulması, türlerin yok olması ve de biyolojik savaşlar, genetiği değiştirilmiş tohumlar, ürünler, mini canlılardan ( mikroplardan) oluşan bombalar, salgınlar yakın gelecekte ve hatta günümüzde bizler için en büyük tehlike ve tehdit olacaktır.

Bu nedenle bu tekellerin dışındaki tüm insanların küresel çapta işbirliği ve birlikte mücadelesinin çözüm üreteceğini düşünüyorum. Sevgilerimle Asım Beşikci